Son yıllarda otomotiv dünyasında büyük bir değişim yaşanıyor ve bu değişimin öncülerinden biri de hiç şüphesiz Geely. Çin’in en dinamik otomobil üreticilerinden biri olan Geely, stratejik ortaklıklar ve yenilikçi teknolojilerle küresel pazarda önemli bir oyuncu haline geldi. Peki, Geely’nin bu hızlı yükselişinin arkasında neler yatıyor ve şirketin geleceğe dair vizyonu ne yönde şekilleniyor?
Kurucusu Li Shufu’nun 1992’de Geely adı altında scooter, motosiklet ve aksesuarları üreterek sektöre giriş yapan şirket, son senelerde otomotiv sektöründe kurduğu dev ortaklıklar ve anlaşmalarla tüm sektör için kritik öneme sahip küresel bir şirket haline geldi.
Geely’nin küresel çapta tanınmasını sağlayan en önemli adımlardan biri, 2010 yılında İsveçli otomobil üreticisi Volvo Cars’ı satın alması oldu. Bu hamle, sadece Geely’nin marka değerini artırmakla kalmadı, aynı zamanda şirketin Avrupa pazarına girişini kolaylaştırdı. Volvo’nun sağlam mühendislik temelleri ve güvenilirlik algısı, Geely’nin teknolojik kapasitesini ve yenilikçilik anlayışını geliştirmesine büyük katkı sağladı.
Bu stratejik adımı, 2017 yılında İngiliz spor otomobil üreticisi Lotus Cars ve Malezya’nın Proton Holdings Bhd şirketlerinin satın alınması izledi. Lotus’un yüksek performanslı spor otomobilleri, Geely’nin ürün yelpazesini genişleterek lüks segmentte de varlık göstermesini sağladı. Proton ise, Geely’nin Güneydoğu Asya pazarındaki etkisini artırdı.
Geely’nin elektrikli ve otonom araçlara yatırımları:
Geely, elektrikli ve otonom araç teknolojilerine yaptığı yatırımlarla da büyümesini hızlandırdı diyebiliriz. Şirketin geliştirdiği SEA (Sustainable Experience Architecture) platformu, elektrikli araç üretiminde esneklik ve verimlilik sağlıyor. Bu platform, sadece Geely markası altında değil, aynı zamanda ortaklık yaptığı diğer markalar tarafından da kullanılıyor.
Polestar ile yapılan işbirlikleri, Geely’nin elektrikli araç segmentinde güçlü bir oyuncu olmasını sağladı. Polestar’ın yüksek performanslı elektrikli araçları, çevre dostu teknolojilerle birleştirilerek kullanıcıya sunuluyor. Ayrıca, ABD merkezli uçan araba girişimi Terrafugia, ile şirket geleceğin ulaşım çözümleri konusunda da önemli adımlar atıyor.
Global arenada Geel’nin yatırımları:
Geely, dünya genelinde üretim tesisleri ve Ar-Ge merkezleri kurarak küresel varlığını genişletiyor. Avrupa, Amerika, Asya ve diğer bölgelerdeki yatırımları, şirketin yerel pazarlara uyum sağlamasını ve tüketici taleplerine hızlı yanıt vermesini sağlıyor. Örneğin, Geely’nin İngiltere’deki LEVC markası, elektrikli ve hibrit ticari araçlar üreterek şehir içi taşımacılıkta sürdürülebilir çözümler sunuyor.
Geely’nin Daimler AG (Mercedes-Benz) ile olan ortaklığı da dikkat çekici. 2018 yılında Daimler AG’nin %9.7 hissesini satın alan Geely, bu işbirliği ile teknolojik yenilikler ve yeni iş modelleri geliştirme konusunda önemli bir fırsat yakaladı.
Geely, sürdürülebilirlik ve inovasyonu gelecekteki büyüme stratejisinin merkezine koyuyor. Şirket, karbon emisyonlarını azaltma hedefleri doğrultusunda elektrikli ve hibrit araç üretimini artırmayı planlıyor. Ayrıca, Geely’nin sahip olduğu Volvo Cars, 2025 yılına kadar tüm üretim tesislerinde iklim nötr olmayı hedefliyor.
Şirketin diğer hedeflerine baktığımızda ise birçok otomotiv deviyle de ortaklıkları olduğunu görüyoruz. Geely, Aston Martin’de %17 hissenin sahibi. Renault Group ile motor üretimi için ortak girişimi olan Horse Powertrain’in yarısına sahiptir. Geely aynı zamanda 2015 yılında Apple ile anlaşma yaparak, dünyada yaygın olarak kullanılan CarPlay’ı arabalarında değiştiren ilk Çinli araç üreticisi oldu.
Geely’nin küresel otomotiv pazarındaki yükselişi, stratejik ortaklıklar, yenilikçi teknolojiler ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımlar sayesinde gerçekleşiyor. Şirketin esneklik ve adaptasyon kabiliyeti, gelecekte de otomotiv endüstrisinde önemli bir oyuncu olmaya devam edeceğini gösteriyor. Geely, sadece bir otomobil üreticisi olmanın ötesine geçerek, geleceğin mobilite çözümlerine yön veren bir inovasyon lideri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.